gündeM

  • telefonpoşeti kardeşim yine yılları o salata bardan doldurduğumuz küçük tabaklara sığdırdık iyi mi. gel de uyu bu gece :(

  • Seda Sayan mı bu sözlük bilader bi de bişektomi yapsın bari sözlüğe operatör doktor sözlüğünilahı

  • Günlerden bir gün bir bimbo sürüsü azgınlığın verdiği yetkiye dayanarak Amka Kuşu’ndan yardım istemiş. Fakat bu kadar büyük bir kuş daha önce görmedikleri için ne yapacaklarını bilememiş. Günlerce Amka Kuşu’nun gelip kendilerini duvardan duvara vurmalarını beklemiş. Tam pes etmek üzereyken, öğle teneffüslerinin birinde Amka Kuşu’nun kanadından bir tüy bulmuş. Hep birlikte kızlar tuvaletinin boş kabinlerinden birine girip, el ele tutuşarak "Am-Ka-Ku-şu, Amka Kuşu, Amka Kuşu" diye Amka Kuşunu çağırmış. Ancak bu küçük ayin onlar için zorlu bir süreç olacakmış. Çünkü Amka Kuşunu patlatabilmek için tam 7 postadan geçmeleri gerekiyormuş. Amka Kuşu küsküyü vermeye başlar başlamaz bimbolar, hep birlikte zevkten göğe doğru uçmaya başlamış. Şehveti ve sebatı az olanlar ikinci postayı geçerken pes etmiş, bimboların kimisi de "derin boğaz" diye tabir edilen kısımda dalmış, kalmış. Geride kalanlar sonunda Reverse Cowgirl postasına gelmiş. Burada artık bedenlerini bir kora dönüştüren hazzın aleviyle titreyerek krize girenler olmuş. Sürüden kopmalar devam ederken, Doggystyle postasına girdiklerinde birden diğer her şey anlamını yitirmiş. Amka Kuşunu öttürmenin ahenginin cikcikabinin cikciklemesi kadar muazzam olduğunun tartışmaları başlamış. 69 postasına geldiklerinde ise bimbolardan bazıları bademcikleri cikcik olana kadar Amka Kuşunu bir bülbül edasıyla şakıtmak için and içmiş. Her ne kadar and içmişlerse de bu vadiden de görevi başarısızlıkla tamamlayıp geri dönenler olmuş. Kalanlar ise dişil enerjilerini birleştirerek bir sonraki postaya doğru yol almaya başlamış. Misyoner postasına geldiklerinde ise vadiden zevk ile karışık ağlama sesleri yükselmiş, en arkada sırasını bekleyen bimbo bir fısıltı duymuş. Fısıltı ona Amka Kuşu’nun yeniden doğarken döllerinin bir bukkake sekansı yaratacak kadar fışkırdığını söylemiş. Hemen bunu bir öndekine aktarmış. Bir diğeri, doğuştan Levitra yapıştırdığı için Amka Kuşunun elmastan sert olduğunu iddaa etmiş. Bu söylentiler bimbolar arasında böyle sürüp gitmiş. Yüreği yetenler kalmış, artık mecali kalmayan tayfa yollarına devam etmiş. Bütün bimboların Bukkake postasına geçer geçmez, içlerinde değişik bir his uyanmış. Kimi diğer bimboların lip gloss'larını eleştirmeye başlamış, bir diğeri birinin ipek kirpiklerine laf atmış. Hepsi en önde cumshot'ı ilk alan olmak istemiş, öne geçmek için birbirlerini ezip durmuş. Ta ki volkan patlayana, Amka Kuşu döllerinden yeniden doğana dek… Nihayet Bukkake'nin ananas aromasına vardıklarında, geriye sadece 15 bimbo kalmış. O anda bu 15 bimbo, Zümrüdü Amka kuşunun “10+5, yani 10 numara 5 yıldız” olduğunu anlamış. Diğer kuşların hepsi onun yanında işlevsiz ve bamyaymış. İri, damarlı, elmastan sert bu mükemmel kuş; bu yedi postayı geçen bimbonun ab-ı hayat çeşmesiymiş. Bu 15 bimbo anlamış ki, hep hayalini kurdukları Beyaz Atlı Prens değil; tabiri caiz ise Beyaz Atlı Prensin atının kamaşullahıymış....

  • Ben de bir teyfolojik hikaye bırakayım o zaman sözlüğe: Döllerinden Yeniden Doğan: Zümrüdü Amka Kuşu Efsaneye göre kuşların hükümdarı olan ve sıkıcı derslerin arka sıralarında yaşayan Siqilacci, bilinen adıyla Zümrüdü Amka Kuşu, Teyfo mitolojisinde ortaya çıkan ve zaman içerisinde ünü Mustafa Kemal Mahallesi sınırlarını aşan hikâye ve efsanelerde de yer almaya başlamış bir kuştur. Adını sıkça duyduğumuz, yıllık yazılarına bile konu edilmiş efsanevi kuş Zümrüdü Amka Kuşu, popüler kültürde; patladıktan sonra döllerinden yeniden doğması ile bilinir. Efsanelere göre Zümrüdü Amka Kuşu, Teyfo dersliklerinin arka sıralarında, 120 yaprak kareli biyoloji defterlerinin altında, libidodan yapılmış sıra gözü diye adlandırılan bir yuvada yaşarmış. Her zaman dimdickmiş ve bu yüzden sınıf arkadaşları fermuarının altında Rock n Coke düzenlediğini düşünürlermiş. Aynı zamanda Zümrüdü Amka ne zaman patlayacağını da bilirmiş. Kamışa suyun yürüdüğünü anladığı an, bir elin parmaklarıyla kendine bir kafes örer; daha sonra kafesin içerisine girerek avucun kavurucu ateşiyle alev almayı beklermiş. Dersin bitimine kadar patlar sonra tekrar döllerinden doğarmış.

  • tfl’nin çok sevgili kantincisi dara beyimizin farklı boyutlarda hık deyip burnundan düşmüş halleridir. bugüne kadar en az üçüyle tanıştım, dördünücüsünü heyecanla bekliyorum

  • Kötü yemek çıkan gün, insanlar salata bardan küçük tabak yoğurt alıp üstüne envai çeşit baharat döküp, azıcık zeytin yağı ilave edip ekmekle yerlerdi. Bu veya buna benzer bir tarif öğrenciler arasında hâlâ devam ediyor mu bilmiyorum

  • Yazar olan Cikcik abiye: Yazdıklarınla beni eski yıllara götürdüğün ve bu sözlüğe katkıda bulunduğun için çok teşekkür ederim. Sefer abi aka Cikcik abiye: O zamanlarda televizyonda "çok güzel hareketler" popülerdi. Sefer abinin ötüşü Ersin Korkutl'a aynı olması sebebiyle Sefer Abiye "Ersin Abi" diye de sesleniyorduk. "Ersin Abi" diye seslene seslene hatırı sayılır sayıda insanın Sefer abinin ismini Ersin sanmasına sebep olmuş olabiliriz. Sefer abi de hiç bozuntuya vermezdi. Sefer abi bizi hiç kırmayıp fiyu fiyu diye bizi vurduğun için çok teşekkür ederim.

  • Küçükken diğer okulların da kendi marşları var sanırdım. Okul dışından insanlarla karşılaştıkça böyle bir durumun olmadığını çok acı bir şekilde fark etmiştim.

  • Değerli kullanıcımız sorununuzu anladığımız belirtmek istiyoruz. Biz bütün kullanıcıların özgür bir şekilde yazı yazabilmesi için uğraşıyoruz ancak bazı arkadaşlar bu emeği yok saydıklarından kaynaklı geçen günlerde bir sorun yaşadık. Üzerinde çalıştığımız bir sistem var ve en yakın sürede aktif olacak. Bu süreye kadar böyle tatsız olayların yaşanmaması için böyle bir önlem aldık. Bu yüzden anlayışınız için teşekkür ediyoruz.

  • Merhaba cürüm can gardaşım bitanemle -o bilir kim olduğunu- liseyi başlarken uydurduğumuz kalt'ın bu bizim hikayemiz misali podcaste çekme hayalleri kurduğumuz fakat asla gerçekleşmeyen bir tfl yaratılış miti hikayemiz var. Öncelikle tfl daha yokken çooook çooook uzun yıllar önce yüz yıllardır var olmuş bir bozkır var. -ankara- bu bozkır parçasını tflnin kurucu üç tanrısı eren karayılan çaycı hüseyin ve balçık ibo -erlikle beraber- dünyanın etrafında gezinirken keşfediyorlar, bu kuru toprak parçasına can vermeye karar veriyorlar. Önce gönlümüzün sultanı tatlı mı tatlı hadememizi sonra reis-i cumhuru yaratıyorlar. İlk önce bu iki ilk insan bozkırda kardeş kardeş yaşıyorlar. 7 gün 7 gece her şey güzelken bir anda kıtlık başlıyor. Eren karayılan böyle olmaz diyor. Bunlara bir de ev yapalım. yaşam kaynakları verelim. Herkes onaylıyor bir kişi dışında (3 tane var zaten) balçık ibo. Balçık ibo bu fikre pek sıcak bakmıyor ve diyor ki tek bir şartım var. Kardeş kardeş geçinecekler yoksa bu yuvayı sonsuza kadar lanetlerim. Diğerleri bu fikre ilk başta sıcak bakmasalarda sonra barış ve düzenin şart olduğunu düşünüp onaylıyorlar. Eren karayılan binayı ve kolonları, çaycı hüseyin ise öğrencileri yaratıyor. İlk başta her şey huzurlu. Öğrenciler bu iki insanın altında aile gibiler. Öğretmen yok bir şey yok. Herkes mutlu ve huzurlu. Fakat bir gün reis-i cumhur herkes uyurken bir girişimde bulunur. İlk insana ihanet eder. Sabah herkes uyandığında reis-i cumhur bu binanın en alt katında kocaman bir odada koltuğunda oturmaktadır. Öğrencilere kapitalizmi getirdiğini artık herkesin onlara itaat etmesi gerektiğini söyler. Herkes şaşırır tabii ki ilk insanı tatlı mı tatlı hadememize ne olduğunu sorarlar. Koltuktaki onu sürgün ettiğini onu sonsuza kadar şemsiyesini tutmakla cezalandırdığını söyledi. Herkes şaşırmıştır şok içindedir. Bir anda huzurlu yaşantılarına darbe vurulmuştur. Panik içinde bir çare arar minik öğrenciler. Bunu duyan balçık ibo çok sinirlenmiştir bir hışımla binaya girer. Binayı ve bütün koridorları sanki cehennem kokusu kaplamıştır. Beden dersi sonrası kirli çorabım ya da soyunma odası gibi bir koku... tabi bu kavramlar o zaman anlamsızdı.. balçık ibo der ki, sizi uyarmıştım barışı bozdunuz bende sizi binanın tuvaletlerinin sonsuza kadar b0k kokmasıyla lanetliyorum der. Ve bir kanalizasyon canavarı yaratır. Eren karayılan gelir. Ben de sizi bu binanın bir okul olmasıyla lanetliyorum der ve öğretmenleri yaratır. En son çaycı hüseyin gelir ve der ki bende sizi b0k gibi kantin yemekleriyle lanetliyorum, nixus/yıldız yemeği yaratır. Bundan beridir bu bozkırın içinde sonsuzlukta yaşarlar 12 yılını dolduran öğrencilerin nereye gittiği bilinmez. Belki de yemekhanenin mutfağına gidiyorlardır..

  • Tfl fivem patlatsak olmaz mı ya {kankalar grand theft auto tevfik fikret çıkıyor her biriniz oynayın bilader tamam mı t ve f ve l bebeğim arkadaşım dövmeyi maaafetti}

  • Hocam, yazdığınızı anlamak ilk seferde biraz zor oldu açıkçası. İlk okuduğumda, 11. sınıfta olan bir arkadaşın, yine 11. sınıftaki başka bir arkadaşa "yürüyor" gibi anladım. Kendi kendime derin sorgulamalara daldım; "Acaba pedofili artık kişinin kendi yaşına da mı oluyor?" diye düşünceler geçti aklımdan. İkinci okuyuşumda ise meselenin tamamen farklı olup 2011 li bir arkadaş ile ilgili olduğunu anladım. Neyse konuya gelecek olursak bu arkadaş biraz abartmış olabilir ama herkes ekmeğinde diye düşünmekteyim.

  • oncelikle sevgili kardeslerim bombastik tefele halki bu siniflar nedir la siniflari gectim ders programini ali koc mu dizdi bu nedir cinnet gecirecegim hardal gazi cekcem cigerlerime saygilarimla.

  • biz getirdik bunu bu endustriye oglum... 24 25 egitim ogretim yilinin ilk aylarinda sinifimdaki arkadaslarima bagirarak gulecek sekilde "bu kadin haliliskoya benziyo la" dedigimi belirtmekten gurur duyarim.

  • "psikolojik şiddet" uygulayan arkadaşımı uyarmayıp sessiz kaldım diye ortaokulda yazılı uyarı yemiştim 💔💔💔

  • 1- Müfit Bey'in, gelenin kendisi olduğu anlaşılması için Bildirici kapısından şıngırdatmaya başladığı anahtarları 2- Burcu Hoca (bidaha derslere giremesin diye) 3- Fransızcacıların film CD leri

  • benimkiler roman olur kanka. ama durduk yere ifşa olmayalım şimdi hahaha. disiplinde iki şey yıkar insanı: 1) haftasonuyla birleşmeyen uzaklaştırma cezası, 2) savunma diye kağıda yazdığın nba'in en iyi savunma beşinin, aldığın kınama cezasını uzaklaştırmaya çevirmeye yetmemesi (tatil yapamadık :( )

  • ahh ahhh bizim zamanımıda o dersliğin adı iş eğitimi dersliğiydi. ortasonda, kırtasiyeci salih abiyle mahkemelik olmamıza ramak kala; en gergin anlarımıza bu derslik şahitlik etmişti. anıları yine büllüğümüzde canlandı iyi mi. aga be...

  • sonunda biricik sultanım, okulu evinin salonuna çevirip; tabiri caiz ise teyfoya kazık çaktığını resmileştirmiş oldu. merak ediyorum, odasına da ebebeyynn banyosu yaptırdı mı?

  • tfl krallığının müfidiye beyliğine bağlıdır. burada yapılan fantastik tasarımlar türk savunma sanayiine yol verici niteliktedir. 7-8 yıl önce kaldırılan eski masaları muhtemeldir ki lise binasının ilk inşa edildiği tarihten beri kullanılmakta olup tfl’nin berlin duvarı gibi bir tarihe tanıklık etmiştir. arka duvardaki nalbur setinin amacına aykırı şekilde kullanılması neticesinde sınıfın yan duvarında defalarca öğrenciler tarafından kazı çalışması gerçekleştirilmiş ve duvar koridora kadar delinmiştir. okuldaki fav sınıfımdır.

  • özellikle yeşil salondakiler yılların getirdiği yaşanmışlık ve yorgunlukla yeni bakteri türlerinin evrimleşmesine sebep olmuştur. betona sinen ter kokusu mu olur lan

  • Yazın başından beri okulda kırılmadık yer bırakmamışlar. Zaten böyle şeyler genelde biz mezun olunca falan olur hep :d Gelen fotoğraflara göre tuvaletler baya değişmiş ve bütün koridorlara PARKE döşemişler. Ne alaka? Daha bilen varsa yazsın

  • öncelikle klavyene sağlık güzel kardeşim. üşenmemiş, o ortaokulda okuduğumuz seks hikayeleri tadında ve heyecanında, sümerliler misali yazıya dökmüşsün tüm olan biteni.okurken kendi disiplin maceralarım gözümün önüne geldi ve duygulanmadım desem kesinkes yalan söylemiş olurum. siber zorbalık kısmı gerçekten can sıkıcı olmuş ama kendi dönemimdeki bir kaç efsane disiplin kurulu sekanslarının yanına yakışır bir soruşturma olmuş. bu tarz toplu soruşturmalar şahsen benim favorim. bunlardan birinde, ben uzaklaştırma cezamı alırken, esmez hocaya: "hocam size zahmet benimkini cuma gününe verirseniz, haftasonuyla birleşsin." diye de ufak bir latife yapmış ve sonucunda da başarılı olmuştum. hey gidi günler. geçmişe götürdün be ferhatbeyinfedaisi. var ol.

  • (8/8) Biz Cem ile olaydan cezasız kurtulduk. Bora ve Fiko, küfürlerden ötürü uzaklaştırma aldılar. Bora’nın başkanlığı yandı. Bize iftira atmaya çalışırken yalan söylediği anlaşılan Fiko’nun arkadaşı Çinli Kunduz da disiplin yedi. PUAHAHAH. İfade verirken üçümüz de bize sözlüğü kurma ve PR yapma konusunda yardım eden Kemal’in ismini vermediğimiz için Kemal paçayı yırttı. Ve en önemlisi: sözlüğün adı temize çıktı. Süreç boyunca 3 hafta boyunca sözlük kapalı kaldı fakat şu anda kapanmalık bir durum yok ortada. Arada kaçırdığım detaylar olabilir, aklıma geldikçe eklerim. Gördüğünüz üzere önceden planlanmış hamleler ve doğru cevaplar ile TFL tarihinin top 5 disiplin soruşturmaları arasına girecek bu olaydan cezasız olarak kurtulduk.

  • (7/8) Neyse, ikimiz birden Reisi Cumhur’un sekreterinin odasında beklemeye başladık ama hâlâ ortada Bora yok. Biraz bekledikten sonra odaya alındık ve ilk manzara şöyleydi: Masada Reis, bir sandalyede Esmez hoca, öbüründe Sürahi hoca oturdu. Biz de el pençe divan Reisin karşısına dikildik. En beklemediğim iki adam, diyerek bizi karşıladı. Sitoş ile aramızda geçen konuşmadaki kadar laubali olamasam da çoğunlukla ben yanıt verdim sorulara. Benzer soruları yöneltti ama daha ofansifti doğrusu. Ne zaman kendimi açıklamaya çalışsam ya sesini yükseltiyor ya da sözümü kesiyordu. O yüzden çok da zahmet etmedim doğrusu. Bu sırada bizim haberimiz yoktu ama Fiko’nun ailesi siber zorbalıktan bizi mahkemeye vermiş. Fakat en sonunda bir şeye varmadı o da. Soruşturma süreci 1 hafta kadar uzadı. Herkesi hem bizim hakkımızda (normalde bu arada sözlük konusunda kimseyi sorgulamaları doğru değil çünkü bu bizim kişisel projemiz ve okulla alakasız) hem de zorbalık hakkında sorguladılar.

  • (6/8) ...çünkü gerçekten yasal; ve “tıfıl” ne demek diye sorarlarsa da “ufak tefek” anlamında kullanıyoruz diyeceğiz. Evet, devam edelim: — Hocam, Tıfıl zaten önceki sözlüğün de adıydı. Biz de “ufak tefek” anlamında kullandık. Bunu dememle Sitoş’un gözleri alev aldı ve masaya iki yumruğunu vurup ayağa kalkarak bağırmaya başladı: ŞUNLARA BAK, HEPSİ AYNI ŞEYİ SÖYLÜYOR! EVLADIM, BİZ GERİZEKALIMIYIZ? BİZİ MAL YERİNE Mİ KOYUYORSUN SEN? — Haşa hocam, benim öyle bir amacım yok. Ben sadece soruya yanıt verdim. Çekil git gözümden. Siz de şuna bir kağıt verin. Sen bize söylediğin her şeyi ve savunmanı yaz, işimiz bitmedi. Bu konuşmadan sonra hepsi odadan çıktı. Ben elimde fotoğrafı da bulunan savunmamı yazdım ve yaklaşık 1 saate yakın süre sonra odadan çıktım. Sürahi hoca, anormal derecede sakinliğiyle beni koridorda karşıladı. Kapıyı açtığımda karşımda Sürahi hoca ve Cem vardı. Cemi görünce bir gülme tuttu çünkü anlaşılan beni aldıktan hemen sonra onu da sorguya çekmişler.

  • ...bir yazı filtreleme sistemimiz var, o da otomatik sansür uyguluyor. Onu da geçerse zaten bize bir şey yazıldığında bildirim geliyor, biz ayrıca denetliyoruz. (Bu kısım 0 kolpa, harbi var.) Tamam ama siz günde 8 saat okuldasınız ve telefonlarınız yokken biri birine hakaret etse, sizin platformunuz bu sonuçta, size patlar işin ucu. — Yok hocam, herkes kullanıcı sözleşmesini kabul ettiğinden kendi yazdığından sorumlu. Olağanüstü bir durum olursa yazan kişinin bizdeki bilgilerini gerekli mercilere sunarız. Ama bu sizin platformunuz, bence her türlü size sorumluluk düşer. — Öyleyse hocam, Twitter’da her gün binlerce insan birbirine hakaret ediyor ama kişi yasal süreci başlatmadığı sürece platformdan silinmiyor. Hukuki süreç başladığında da kimse Elon Musk’ı dava etmiyor, yazan kişi davalık oluyor. Zaten bunlar aynı durumlar. Anladım Doruk, ama son bir soru: “Tıfıl” ne demek, bu isim nereden geliyor? Abiler şimdi bu noktada küçük bir dipnot geçeyim. Biz sözlüğü Şubat 2023’te ilk açtığımızda kurucu arkadaşlarla böyle bir sorgulamaya karşı ne diyeceğimizi planlamıştık. Kimse kimseyi ele vermeyecek, yasal değil derlerse reddedeceğiz...

  • ...masada olacak şekilde 2 İngilizceci ve 1 matematikçi bana bakıyordu. Tabi hemen Sitoş: “Doruk şu an disiplin kurulundasın” dedi ve dönen diyalog şu şekilde: — Niye? Adın Tıfıl Sözlük ile anılıyor. — Doğrudur. Anlat bakalım. — Neyi? Nasıl başladı her şey? — Biliyorsunuzdur, eskiden yine bir Tıfıl Sözlük vardı ama çok kullanışsızdı, biz de aynı formatta daha iyi bir site açmak istedik ve sonuç bu. Peki kimin fikriydi bu? — Valla hocam 1.5 yıldan fazla oldu, ben de inanın hatırlamıyorum (kolpa1). Peki bu sitenin başında kim var? — Nasıl kim var? Admin kim yani? — Şimdi hocam, admin nasıl admin? Kime göre admin? Evladım kim bunu yönetiyor? — Şimdi hocam herkesin farklı yetkisi var, kimisi mesaj denetliyor, kimisi biraz teknik terimle fasa fiso… anlayacağınız böyle kimsenin her şeye erişimi falan yok (kolpa2). Peki bu sitede güvenliği nasıl sağlıyorsunuz? — Hocam kayıt olurken kullanıcı sözleşmesi var, onu kabul etmeden yazı yazamıyorlar. Ayrıca...

  • (3/8) Şimdi arkadaki hikayeyi anladıysak gelelim 11 Ekim 2024 tarihine. Bugünün sabahında Cem ve ben, Bora’yla konudan tamamen alakasız bir şekilde (çünkü daha o zaman olayları sadece idareciler biliyordu, kimse disipline çağırılmamıştı) konuşmak üzere yanına gidecektik ki Bora 1., 2., 3., 4. teneffüslerin hiçbirinde yok ve sınıfındakilerin de haberi yok. Aklımıza mantıklı bir sebep gelmediği için başkanlıkla alakalı bir şey olabilir diyerek geçiştirdik ve öğle teneffüsü Cem’le biraz gezindikten sonra o başka bir yere, ben de sınıfıma ders çalışmaya gittim. Bu sırada Bora hâlâ sabahtan beri okulda kayıp ve ilk 15 dk her şey normaldi. Sonra Sürahi hocanın sınıfa çok sakin bir şekilde dalıp “Dorukçum bi benimle gel” demesiyle bütün noktalar beynimde birleşti ve anında kolumdaki bilekliği çıkarıp (malum, Reisi Cumhur’a ifade verirken görürse ebediyen el koyar) hocamın yanına koştum. Yolda zaten baya sakindi ve koşar adım Esmez hocanın odasına doğru gidiyorduk. İçeri girdiğimde içeride Esmez hoca değil, Sitoş hoca ve birkaç öğretmen daha vardı...

  • (2/8) ...ankete eklemediğimiz hakkında Instagram üzerinden bize yönelik güzel sözler(!) söylemeyi tercih etti (Bu arada aday olan çocuk bize hiç laf etmemişti konu hakkında). Buna karşılık admin arkadaşlarımızdan Bora da ona güzel sözlerini iade etti ve olaylar büyüdü. Olay olup bittikten ve üzerinden süre geçtikten sonra ne hikmetse Fiko bizi (başta Bora olmak üzere sözlük ekibini) idareye siber zorbalıktan şikayet etti. Ortada böyle bir durum olmamasına rağmen Bora okul başkanı seçildiği ve Fikret bunu kendine yediremediği için amacı Bora'nın başkanlığını düşürmek aslında. Buna ek olarak Fikret, Bora’yı sınıf içerisinde kendisini “Fiko” ismiyle çağırdığı için psikolojik ve fiziksel zorbalıkla suçlamıştı. Mesajlar idareye gittiği zaman hem Fiko hem de Bora karşılıklı hakaretler ettiği için ikisi de suçlu duruma düştü. Fakat bundan önemlisi yazışmalar Tıfıl Sözlük hesabından döndüğü için ve ortada sözde 'toplu bir zorbalık' bulunduğu için sözlükle ilişkili tüm kişiler disipline çağırılmalıydı. Ek olarak sınıfta bir zorbalık döndüğü söylendiği için, dönemin yarısı ifade vermeye gidiyordu.

  • (1/8) Evet dostlar öncelikle sıkıntıya girmemek için hikayedeki karakterlerin isimleri yerine bazı mahlaslar kullandığımı söyleyeyim. İsimler şu şekilde: Ben-Doruk, Arkadaş1- Cem, Arkadaş2- Bora, Arkadaş3- Kemal Hoca1(isimlerden kim olduğunu anlarsınız)-Sürahi, Hoca2-Sitoş, Hoca3-Esmez, Hoca4-Reisi Cumhur, Diğer hocalar zaten önemli değil isim koymadım Asıl disiplin sürecini anlatmadan önce olayı anlayabilmeniz için niye bu noktaya olaylar geldi onu açıklayayım. Her şey bu yıl başkanlık seçimlerinden 2 hafta önce açtığımız başkanlık anketiyle başladı. Daha seçime zaman olduğu için kimin aday olup olmayacağı belli olmadığı ve seçime kadar değişebileceği için (nitekim öyle oldu) biz de emin olduğumuz kişilerin isimlerini oylamada yazdık. Bunun üzerine ismini yazmadığımız ama aday olacak bir arkadaşımızın konuyla tamamen alakasız olmasına rağmen bize diklenen arkadaşı Fikret (aka Fiko ve Fikret ismi de takma isim dostlar) niye arkadaşını ankete...

  • ferhatbeyinfedaisi kardeşim, Hadise ifşa bekler gibi bekliyoruz sahur programı tadındaki disiplin kurulu başlığını hala...

  • Güzel kardeşim öncelikle bir kıza yürümek için düşünülmez, yürünür. Pek tabi kalender bir kişiliğe sahip olduğundan mütevellit sevgilisi var mı yok diye düşünecek kadar düşünceli olman da takdire şayan. Yalnız şunu bilmeni arzularım ki ortalama bir dişi bireyin sevgilisi olmasa dahi potansiyel anlamda sevgilisi olabilecek yaklaşık 10 ila 15 adet lavuk dm kutusunda hazır şekilde bulundurulur. O nedenle zaman kaybetmemeni öneririm. Ekmek aslanın ağzında. Piyasa hızlı. Sevgilisi varsa kendi yoluna bakarsın, yoksa da kendi koluna takarsın Yüce Mevlamın izniyle inşallah. Bahtın açık, kılıcın keskin olsun.

  • Yıllar önce gömlek/kravat giyiliyordu. Koskoca bir okul dolusu sabi sübyan muhasebeci gibi geziyordu. Orta okul kırmızı kravat, lise mavi kravat takardı.